Sosyal Medya

Makale

Paralel devletin çekilmiş en net fotoğrafı…

Ekip-1 Nizama Adanmış 
Ruhlar STV’nin pro-polis, Türkiye gündemini birebir takip edip mesajlar 
veren dizilerinden biri. Dizinin senaryosunu kanalın benzer dizilerinin 
senaristi NakkaÅŸ yazıyor. Bu dizilere bir muvazzaf polisin de senarist 
olarak destek verdiÄŸiyle ilgili haberler çıkmıştı. 2011’de o dizilerden 
biri olan Kollama’da Zekeriya Öz’ün görevden alınacağı önceden bilinince 
küçük çaplı  bir gürültü de kopmuÅŸ, tesadüf iÅŸte denip geçilmiÅŸti.

Nizama 
Adanmış Ruhlar dizisinin  2014 yılı Mart ayında yayınlanan 63. 
bölümünde baÅŸka tuhaf bir ÅŸey oldu. Suriyelilerin kaldığı kampları 
ziyaret eden bir Türk generalin öldürülmesini araÅŸtıran Ekip bir sahnede 
bilgisayar başında oturmuÅŸ, İnterpol kayıtlarında fotoÄŸrafları 
taramaktadır. Kamera bilgisayar ekranından geçen fotoÄŸrafları 
göstermektedir. Bir kısmı çok hızlı geçer, seri katil tipli bir 
fotoÄŸrafın hemen ardından ekrandan takım elbiseli kravatlı bir adamın 
fotosu geçer sonra diÄŸer fotoÄŸraflar ve sonra o takım elbiseli adamın 
fotoÄŸrafında bilgisayar durur, ekranda net bi ÅŸekilde fotoÄŸraf 
gösterilir ve ardından hiçbir ÅŸey olmamış gibi baÅŸka bir sahneye 
geçilir…

İşin tuhafı ekranda fotoÄŸrafı Interpol’ün aranan 
suçlular taramasında çıkarılan kiÅŸi gerçek bir kiÅŸidir. Rize Ticaret ve 
Sanayi Odası Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu.

Peki nasıl olmuÅŸtur onun internette ticaret odası sayfasındaki fotoÄŸrafı STV’nin bir dizisinin içine suçlu olarak girmiÅŸtir?

Ticaret 
Odası BaÅŸkanı'nın yakın zamanlarda  dershane tartışmalarında Rize’deki 
cemaat derneklerinin yayınladığı bir bildiriye imzası habersiz 
eklenince, bunu tekzip eden bir açıklama yapmaktan baÅŸka cemaatle bir 
sürtüÅŸmesi olmamış.

Dizinin bu bölümünden haberdar olduktan sonra 
zorlukla ulaÅŸtığım STV’deki yapımcılar ise biraz da öfkeyle bunun bir 
yanlışlık olduÄŸunu söyleyip, ticaret odası baÅŸkanından özür dileyerek 
dizinin içindeki o beÅŸ saniyelik görüntüyü çıkarmışlardı. (O yüzden 
linkte 58.33’ten sonra olan o görüntüyü göremiyorsunuz 
http://www.youtube.com/watch?v=wCbQ45l4ikU, neyse ki capsleri var.)
Diziler 
üzerinden cemaatin mesajlarının verildiÄŸinin pek çok örneÄŸini gördük. 
Gazetecilerin adları verildi, hükümete uyarılar yapıldı. Tek Türkiye 
dizisinin içine eklenen Karanlık Kurul’daki mesajların bizzat Fethullah 
Gülen tarafından kontrol edildiÄŸiyle ilgili telefon kayıtları duyduk.

Polislerin 
ve savcıların kotarıp ilk nüvelerini gazetecilere sızdırdıkları ya da 
önce malzemeleri gazetecilere sızdırılıp sonra soruÅŸturmaya dönen pek 
çok dava gördük.

(En komiÄŸi bu medya-polis iÅŸ birliÄŸinin nadide 
örneklerini sergilediÄŸimiz eski gazetem Taraf’ın eski yöneticisinin 
kurduÄŸu medya etiÄŸi platformunun “polis devletine” hayır diye bildiri 
yayınlamasıydı.)

Ama bunu ilk kez görüyoruz.

Dünkü paralel 
devlet operasyonundan bahsediyorum. SoruÅŸturma hakkında gün boyu basına 
baskı, gazetecilere gözaltı, paralel devlete soruÅŸturma lafları 
arasında kaçırılan dünya kriminoloji tarihine girecek bir davanın ortaya 
çıkış hikayesinden…

Hikaye Barla’da baÅŸlıyor. Bediüzzaman Said 
Nursi, Åžeyh Said isyanından sonra EÄŸirdir Gölü kenarındaki Barla’ya 
sürgüne gönderilir. Bir yıl sonra EÄŸirdir’de görevli Yüzbaşı İbrahim 
Hulusi Yahyagil ziyaretine gelir ve ilk talebesi o olur.

1943 
doÄŸumlu Mehmet DoÄŸan ya da Kürt illerinde bilinen adıyla Molla Muhammed, 
Bediüzzaman’ın talebesi Hulusi Yahyagil’in izinden giden bir Risale-i 
Nur çevresinin başında.

Yayınladıkları Risale-i Nurların altına 
açıklayıcı haÅŸiyeler düÅŸüyorlar, diÄŸer camialarının aksine demokrasiye 
mesafeli, yine diÄŸer Nurcu grupların aksine cüppe, sakal ve çarÅŸaf 
tercih eden, sivil ve fikri faaliyetler yapan bir grup.

2004 yılında Yeni Asya çevresi içinden kopan grup 1 Haziran 2004 TahÅŸiye ve Rahle yayınevlerini kuruyor.

TahÅŸiye örgütü adı da buradan geliyor, yoksa kendilerine 'TaÅŸhiyeciler' demiyor, bir örgüt olduklarını da kabul etmiyorlar.

 


Grubun 
Risale-i Nurlar üzerinden oklarını doÄŸrulttuÄŸu grupların başında Gülen 
Cemaati geliyor. Yayınladıkları kitaplarla cemaatin kurumlar için zekat 
toplamasına, dinlerarası diyalog çalışmalarına, fıkhi meselelerdeki 
tavırlarını sert reddiyeler getiriyorlar. Grup, Gülen Cemaati’ni 
mehdilik-mesihlik iddiaları hakkında da eleştiriyor.
Ta ki 6 Nisan 2009 gününe kadar.

29 
Mart 2009 seçimlerinden kısa bir süre sonra. O gün Fethullah Gülen’in 
Pensilvanya’daki haftalık sohbetinin kaydı Herkül.org sitesine düÅŸüyor.

Gülen kendilerine kurulacak tuzaklar hakkında konuÅŸurken bir yerde ÅŸöyle diyor:
“Mesela 
HizbulvahÅŸet diye bir ÅŸey çıkarırsınız. HizbulvahÅŸetten sonra El 
Kaide’yi de icat ettiler. Yarın daha baÅŸka ÅŸeyler de icat edebilirler. 
Mesela TahÅŸiye diye bir ÅŸey icat edebilirler. Hafizanallah iyi organize 
edebilirlerse bunları belki hakiki Müslümanlarla, kitap okuyan 
Müslümanların içine sokmaya çalışabilirler. Onları güçlendirmek için 
ellerine silah da verebilirler. Kitapların arkasındaki zatın 
posterlerini evlerine asabilirler… Biz nurları HaÅŸiye yapıyoruz derler. 
Adlarına da TahÅŸiyeciler derler. Sonra KalaÅŸnikoflar verirler 
ellerine...” http://vimeo.com/93191955

Gülen’in sanki yokmuÅŸ 
gibi  bahsettiÄŸi grup aslında uzun yıllardır var, beÅŸ yıldır TahÅŸiye 
diye bir yayınevi var ama onlardan ilk kez TahÅŸiyeciler diye bahseden 
Gülen oluyor.

Bu “mesela”lı tuhaf konuÅŸmanın ardından tuhaflıklar zinciri baÅŸlıyor.

Önce Zaman gazetesi Gülen’in konuÅŸmasından “Terör örgütü üretenler yeni tezgah peÅŸinde” manÅŸetli geniÅŸ bir haber yapıyor.

“Fethullah Gülen, kendi çıkarları için terör örgütü üreten odakların yeni bir tezgah kurabileceÄŸi uyarısında bulundu.” 
http://www.zaman.com.tr/gundem_teror-orgutu-uretenler-yeni-tezgah-pesinde_834989.html

TahÅŸiye 
Örgütü üzerinden tezgah iddiası iki gün sonra STV’de yayınlanan Tek 
Türkiye dizisinde karanlık planlar yapan karanlık kurulunun gündemine 
giriyor. http://vimeo.com/93191955

10 Nisan günü bu kez Zaman 
yazarı Hüseyin Gülerce TahÅŸiye meselesini kaleme alacaktır. BaÅŸlık: 
“Gülen neden uyardı?” 
http://www.zaman.com.tr/huseyin-gulerce/gulen-neden-uyardi_835730.html.


gün sonra gazetenin Aile sayfasında dini yazılar yazan yazarı Ahmed 
Åžahin’in de aynı meseleyi kaleme alması daha da ilginç. 
http://www.zaman.com.tr/ahmet-sahin/islamda-irtica-ve-takiyye-yoktur_837461.html.

TahÅŸiye örgütü üzerinden kumpas, ertesi hafta da Tek Türkiye dizisinin gündemi olmaya devam eder.

Dizideki kötü adamların toplaÅŸtığı “Karanlık Kurul”da ÅŸöyle konuÅŸmalar geçmektedir:
“Bir 
de irtica için hazırladığımız ama kullanamadan deÅŸifre olan grup, 
TahÅŸiye mi TahÅŸidat mıydı neydi, onlar deÅŸifre olmuÅŸtur. Bu iÅŸin 
arkasını bırakmayalım, isim deÄŸiÅŸikliÄŸi yapalım, yola devam edelim 
mutlaka. Silahlar hep bizden mi çıkacak, biraz da bunlardan çıksın

-Bu dinci örgütün yeni ismi ne olsun efendim?

-Rahle-mahle bir ÅŸey deyin iÅŸte. Dini sembol olan bir ÅŸey olabilir.”

Rahle adı da tesadüf deÄŸildir. Mehmet DoÄŸan grubunun diÄŸer yayınevinin adıdır Rahle.

Dizideki 
bu diyalogları 26 Nisan 2009’da Bugün yazarı Nuh GönültaÅŸ noktasına 
virgülüne dokunmadan köÅŸesine taşır. BaÅŸlık “TahÅŸiyeciler deÅŸifre oldu, 
yeni bir isim bulmalıyız.”
http://www.bugun.com.tr/tahsiyeciler-desifre-oldu-yeni-bir-isim-bulmaliyi-yazisi-67182

İlginçtir, 
iki ay sonra 12 Haziran 2009’da Taraf gazetesi ‘İrticayı Eylem 
Planı’nı, “AKP’yi ve Gülen’i Bitirme Planı” baÅŸlığıyla yayınladı.  
Planda de Gülencilerin evlerine silah konulması gibi ‘kumpas’lar 
planlanmakta, “kamuoyunu yanlış yönlendiren, "Kutlar Vadisi", "Kollama" 
ve "Tek Türkiye" benzeri diziler hakkında olumsuz haberler” yapalım 
denmekte, orduda örgütlü olan KurdoÄŸlu gibi Nurcu gruplardan, devletin 
adamları gibi gösterilen İskender EvrenesoÄŸlu, (Gülen grubunu en sert 
eleÅŸtiren isimlerden) Ömer Öngüt gibi cemaat liderlerini kullanmaktan 
bahsedilmektedir.)

İlk olarak Fethullah Gülen’in ortaya attığı, 
Zaman gazetesinin haber ve yazılarla dikkat çektiÄŸi, STV’nin Tek Türkiye 
dizisiyle tehlike çanları çaldığı TahÅŸiye grubu hakkında polis ve 
savcılık soruşturma başlatmıştır artık.

Ve 22 Ocak 2010 günü 
operasyon için düÄŸmeye basılır. DüÄŸmeye basan polis ÅŸefleri dün 
gözaltına alınan Tufan Ergüder ve Mutlu EkizoÄŸlu’dur.

Aralarında 
66 yaşındaki görme engelli ve MS hastası Mehmet DoÄŸan’ın da olduÄŸu 122 
kiÅŸi farklı illerde düzenlenen operasyonla gözaltına alınır. Gözaltına 
alınanlar arasında cemaatin içinde yer alan bir cumhuriyet savcısı, 
bürokratlar, imamlar da vardır.
Gazeteler haberi El Kaide’ye operasyon diye verirler.

Devrin  
İstanbul Valisi Muammer Güler operasyon hakkında yaptığı açıklamada 
“Bazı örgüt üyelerinin El-Kaide’nin Avrupa, Türkiye, Suriye sorumlusu 
olarak bilinen Louai Sakka ve 15-20 Kasım 2003 bombalı saldırılarından 
dolayı aranan ve Irak’ta öldürülen Habip AktaÅŸ’la irtibatları tespit 
edilmiÅŸtir” der.

Operasyonla ilgili emniyetin medyaya geçtiÄŸi 
bilgi notlarında bir terör örgütü operasyonunda rastlanmayan türden özel 
hayatlarla ilgili belaltı bilgiler de yer almaktadır.

ÖrneÄŸin 
Hürriyet gazetesi DHA haberine dayanarak operasyonu ÅŸöyle verir: 
“Emniyet Genel MüdürlüÄŸü Terörle Mücadele ve Harekât Daire BaÅŸkanlığı 
koordinesinde 22 Ocak’ta çökertilen, aralarında öÄŸretmen, iki imam, iki 
eÅŸcinsel ve iki kadın satıcısının bulunduÄŸu iddia edilen El Kaide 
örgütüne baÄŸlı 57 kiÅŸilik oluÅŸumun fikir babasının Vakit Gazetesi’nin 
eski yazarı Mustafa Kaplan olduÄŸu iddia edildi.”

EÅŸcinsellik ifÅŸaları polisin medyaya geçtiÄŸi bilgi notlarındandır.


bilgi notlarına göre farklı ÅŸehirlerdeki baskında Nurcu kökenli bir El 
Kaide grubu iddia edilen örgütten ÅŸunlar ele geçirilmiÅŸtir:
“Operasyonlarda 
örgüte ait 3 el bombası, 1 sis bombası, 7 tabanca, 2 kurusıkı tabanca, 1 
havalı tabanca, 1382 fiÅŸek, 18 av tüfeÄŸi, 1 lazer noktalayıcı, düzenek 
yapımında kullanılan elektronik malzeme, 7 hançer, 1’i baston içine 
gizlenmiÅŸ 4 kılıç, 31 masaüstü ve dizüstü bilgisayar, 53 harddisk, 7 ses 
kayıt cihazı ve çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi.”
Her ÅŸey Fethullah Gülen’in tarif ettiÄŸi, Tek Türkiye’de anlatıldığı gibi gerçekleÅŸmektedir.

Fakat operasyon sırasında cemaat polislerine yakışmayan amatörlükler yapılmıştır.

El 
Kaide örgütü iddiasına esas teÅŸkil eden üç bombanın bulunduÄŸu 
Bahçelilievler’deki ev, yönetici gelmeden aranmaya baÅŸlanmış, bombaların 
bulunduÄŸu anı kameralar çekmemiÅŸ, cemaatin dershane olarak kullandığı 
evin aranmasında refakat eden kiÅŸinin abdest almaya gittiÄŸi bir anda 
bombalar çıkarılmıştır.

Esas skandal ise bulunan bombalarda 
sanıklardan hiçbirinin parmak izi bulunamazken, aramayı eldivenle 
yaptıklarını söyleyen polislerin parmak izinin çıkmasıdır.

Mahkemede polisler parmak izlerinin bombalarda ne iÅŸi olduÄŸu sorusuna “eldiven delinmiÅŸ olabilir” diye cevap verebilirler. 
Delillerin 
hukuka aykırılığını iki ünlü ceza hukuku profesörü Adem Sözüer ve Bahri 
Öztürk imzalı bir bilirkiÅŸi raporu da tespit etmiÅŸtir.
Yine de 66 
yaşındaki görme engelli, MS hastası Mehmet DoÄŸan’ın aralarında olduÄŸu 
cemaat mensupları 17 ay mahkeme yüzü görmeden hapis yatarlar. İlk 
mahkemede de tahliye olurlar. Davanın savcısı 2010 referandumundan sonra 
Yargıtay’a seçilerek ödülünü alır...

İşte dün yaÅŸananlar davanın maÄŸdurlarının yaptıkları ÅŸikayet ve hukuki baÅŸvuruların sonuçlarıydı.

Bütün 
bunlardan bi haber dün bütün gün medya özgürlüÄŸü pozu verenler yerli 
yorumcuların ve bu hikayeye muhtemelen Dan Brown romanlarından çıkma 
gibi bakacak yabancı yorumcuların kaçırdığı TahÅŸiye SoruÅŸturması ÅŸu ana 
kadar paralel devletle bulunmuş en somut ilişki ağını ortaya seriyor.

Gülen’in  
Pensilvanya’da bastığı bir düÄŸmeyle, harekete geçen medyası, ardından 
harekete geçen savcıları ve polisleri  örgütü hiyerarÅŸik olarak ilk kez 
net bir ÅŸekilde ortaya koyuyor.

İlk kez bir operasyonu 
gözlerimizin önünde bu kez savcılar ya da polisler deÄŸil bizzat Gülen 
baÅŸlatıyor. Medya gazetecilik deÄŸil, savcılık makamı gibi çalışıyor.

Cemaatin 
bu davalardaki tecrübelerine yakışmayacak bir acemilik… İlk defa suç 
mahallîne bırakılmış çıplak gözle bile görülebilecek parmak izleri…

Görmek isteyenler için paralel devletin ÅŸu ana kadar çekilmiÅŸ en net fotoÄŸrafı bu.

HaÅŸiye düÅŸmeye bile gerek yok…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.